İslam soru cevap
Soru: Selamünaleyküm hocam şuanda sizin “Bir Umut Bir Mektup” kitabınızı okuyorum. Sorum şu ki evlilik görüşmesinde geçmişe dair biriyle çıktın mı diye sormak ne kadar doğru? Ya da geçmişteki günahına tövbe etmiş bu beni ilgilendirmez deyip sormamak m?
Nureddin Yıldız Hoca: Evlenecek erkek/kadın birinin eş adayının geçmişini inceleme hakkı vardır. Bu incelemede iki ölçüye dikkat edilmelidir:
a. Kendi seviyesinin çok üstünde hayali bir eş adayı arayışını getiren inceleme anlamı düşük bir iş olur.
b. Allah Teâlâ’nın örttüklerini açmak ve teşhir etmek mü’mince bir iş değildir.
Bunun ötesinde bir inceleme yapılmalı elbette ama bu inceleme mesela bekâret sorgulaması düzeyine gelmemelidir.
Neden?
Bu sorgulama o kadar uç bir noktayı karıştırmaktır ki, öyle bir sıkıntı ihtimali bulunan kapıda zaten mü’minin işi olmamalıdır. Mü’minler olarak birbirimizi bilecek bir konumda bulunmaya mecburuz. Kim nasıldır acaba sorunu yüzeysel olarak tahmin edebiliriz. Ve özellikle evlilikler bir referans üzerinden yapılmaktadır genelde. O referansların niteliği de bizim için önemli olmaktadır.
Bir genç kıza ‘bekâretin var mı?’ sorusu yöneltildikten sonra cevap ne olursa olsun sorunlu ilişkiler dönemi de başlatılmış olabilir. Evet, bir afet dönemine girdik. Erkeği ile kızı ile iffetin itibarsızlaştırıldığı dönemde yaşıyoruz. Bu doğrudur ama mü’minler olarak birbirimize bu kadar ağır ve hakir bir soruyu sormayı yıpratıcı buluyorum.
Bu uç noktanın haricindeki sorgulamalar yapılabilir.
Öyle veya böyle gerçek bir tevbenin gücünü unutmayacağız elbette!
nureddinyıldız
Soru: Rasulullah (s.a.v)’in namaz kılarken okuduğu duaların Türkçesini namazlarda okuyabilir miyiz?
Cevap: Namaz içinde Türkçe veya başka bir dille bir şey konuşmak yoktur. Sadece âyet ve hadislerde geçen dualar/zikirler okunur.
Soru: Bir şarkıda şöyle bir söz duydum; “Allah’ım kötü, zalim kullarını sen affetsen de ben affetmem” Hocam, bu söz insanı küfre götürmez mi?
Nureddin Yıldız Hoca: Şarkı türkü zaten bir risk zeminidir. Önce şarkı dinlememek gerektiğini tespit edin. Bu sözün de bir iman çizgisi dışına taşma niteliği olmayacağını umarım. Yine de istiğfarı ihmal etmeyiniz.
Soru: Hocam, hafızlık yaparken 1 sayfayı nasıl ezberlemeliyiz? En sağlam biçimde 1 sayfayı ezberleme metodu nasıl olur?
Nureddin Yıldız Hoca: Bir sayfanın en güzel şekilde ezbere alınması için size üç farklı yol tavsiye edebiliriz:
1. Sayfayı en alttan başlayarak ezberlemek:
a- Bu metotta, sayfanın en son ayetini üç defa yüzünden okuyun. Okumayı yaparken bir yandan da ezbere almaya çalışın. Dördüncü seferde okuduğunuz ayeti gözünüzü ya da mushafı kapatıp ezbere okumaya çalışın. Okuyabilirseniz bir üstteki ayete geçin.
b- Olmazsa bir üç kez daha okuyun yüzünden. Sonra yine dördüncüde ezbere okumaya çalışın. Ezber gerçekleşene kadar bunu böyle deneyin. Ortalama üçüncü denemede ezberi sağlarsınız. Bu ideal olandır.
c- Bir üstteki ayete geçtiğinizde aynı usulü tekrar edin. Ayeti ezberlediğinize ikna olunca az önce ezberlediğiniz alttaki ayet ile birlikte ezber okumaya gayret edin. İki ayeti de ezberinizden takılmadan okuyana kadar devam edin ve nihayet bir üstteki ayete geçin.
d- Sayfanın en üstüne yani ilk ayetine dek bu yöntemi sürdürün. Her ayeti ezberlediğinizde sayfanın en altındaki son ayetine kadar toplu ezber okuma yapın.
e- Sayfanın ilk ayeti bitince artık sayfanın tamamını ezbere okuyacak şekilde denemeler yapın.
f- Takılmadan ezber okuduğunuzu kendinize kabul ettirince, sayfayı Hafız birine dinletin.
g- Bu dinletmeden sonra yüzüne birkaç defa okumanız da faydalı olabilir.
h- Böylece bir sayfa bitene kadar ara vermeyin. Ortalama bir saatten fazla da sürmemesine dikkat edin.
i- Bu işlem bitince kendinizi birkaç saat başka işler ile meşgul edin. Sonra yeniden sayfayı ezbere okumaya çalışın.
j- Yeniden okumaya çalıştığınızdaki ezber gücünüz sizin hafızlık ve muhafızlık kapasitenizdir.
2. Sayfayı en üstten başlayarak ezberlemek: Yukarıdaki yöntemi en alttaki ayetten değil de ilk ayetten başlayarak aynı şekilde uygulayabilirsiniz. Tek fark sıralama olacaktır.
3. Sayfayı kısımlara ayırarak ezberlemek:
a- İkiye ayırarak: Ezberleyeceğiniz sayfayı sayfanın ortasında bölünebilecek bir ayete kadar bölün. Kısım kısım birinci yoldaki usulle yine ezberinizi yapın. Burada, şu yolu izleyin: birinci kısım bitince o kısmı birkaç defa ezbere tekrar edip ikinci kısma geçin, ikincisi bitince de aynı şekilde ezbere tekrar edip iki kısmı birleştirip ezber okumaya çalışın. Önce alt kısmı mı üst kısmı mı ezberleme konusu size kalmıştır.
b- Üçe Ayırarak: Sayfayı ortalama beşer satırlık üç kısma ayırın. A maddesindeki gibi sıra sıra ezberleyip birleştirin.
NOT: Uzun ayetlere sıra geldiğinde ayeti kendi içinde duraklara ayırarak ezberlemenizi tavsiye ederiz. Her üç yol için de bu notu değerlendirebilirsiniz.
Allah muvaffak etsin.
SORU: Sizden bir yardım isteyeceğim. Sürekli NEFİS TERBİYESİ konuşuluyor. Filanca alim nefis terbiyesi için şunu dedi gibi konular önümüze çıkıyor. Bizim zamanımızı dikkate alarak nefis terbiyesi için neler yapılabileceğini bana özetler misiniz? Allah sizden razı olsun. Şimdiden teşekkür ederim.
Nureddin Yıldız Hoca: Nefis terbiyesi, içimizde bulunan ve bize kötülüğü emreden nefsimizi disiplin altına almak ve etkisi azlatmak demektir. Bunu bilhassa bu zamanın insanları olarak yapabilmemiz kolay değildir. Büyük bir sabır, büyük bir cihat ruhu ile mümkündür bu. Ancak Allah’ın yardım ettiği kullarının başarabileceği bu iş için öncelikli olarak şunları yapmak zorundayız:
– Mümin olmanın son nefese kadar şeytana karşı bir iman koruma mücadelesi gerektirdiği şuurunda olacağız. İmanı garanti altında bilmek bir tuzaktır.
– Haramlardan kaçınmak hayat ilkemiz olacak. Bir kereliğine veya biraz da olsa harama yanaşmamak şarttır.
– Allah’ın bizimle bağının genel adı farzlardır. Farz ibadetlerde esneklik göstermeyeceğiz. Farzlardan birini yapmamış olmayı, nefes alamamak gibi görmemiz şarttır.
– Kur’an enerjidir. Okuyarak, emrettiklerini yaparak ona sarılacağız.
– Disiplinli bir ders halkamız olacak. Bu ders halkası dinimizin bütününün işlendiği bir dersi ihtiva etmelidir. Haftada bir saat bile olsa sürekli ve istikrarlı bir ders bize yol aldırır.
– Vakit hassasiyetimiz olacak. Mümin parasını harcarken gösterdiği hassasiyetin bir benzerini vakit harcarken de gösterecek.
– Mubahları abartmayacağız. Abartılmış mubahlar aslında helal olsalar da kalpte katılaşmaya ve ibadetlerden soğumaya neden olur.
– İyi bir çevre ve o çevreyi koruma inceliği göstereceğiz. Arkadaşlarımız arasında sırattan geri kalacak kimse bulunmamalıdır.
– Allah’a tevekkülümüz tam olacak.
– Makul bir uzlet gerekebilir. İnsanlarla ölçüsüz bir şekilde oturup kalkmak nefsin hoşuna gider, onu engellemek gerekir. Sosyalliğimizi yitirmeden ama insanların içinde de erimeden yaşamaya mecburuz.
– Ve çokça dua etmek gerekiyor.
Soru: Kadınlarla istişare etmeyi, onların görüşlerine önem vermeyi yasaklayan hadis var mıdır?
Nureddin Yıldız Hoca: Selamünaleyküm. Peygamber aleyhisselam efendimizin hayatı kadınlarla istişare ile doludur. O bilgiler de sahih bilgilerdir. Dinimizin ruhu da kadının görüşüne önem verilmez görmeye terstir. Bu durumda kimse öyle bir iddiada bulunamaz. Kitaplardaki o tür sözlerin sağlam bir kaynağı yoktur.
Soru: Günde iki öğün yemek sünnet midir?
Nureddin Yıldız Hoca: Selamünaleyküm. Peygamber aleyhisselam efendimizin sünneti itibariyle yemek öğünü tahdidi yoktur. İki ya da daha az veya fazla olmasının aykırılığı olmaz. Aykırı olan yemeğe esir olmaktır. Bunu da tıbben yenmesi uygun bir menü olarak belirleyebiliriz. Normal şartlarda kural böyledir. Bir nefis terbiyesi gibi ideal nedeniyle farklı uygulama olabilir ama o genelleme yapılabilir bir kural değildir.
Soru: Özür dileyeni affetmek farz mıdır yani affetmezsem günaha girer miyim?
Nureddin Yıldız Hoca: Selamünaleyküm. Mü’min kendisine yapılan bir zulme veya haksızlığa, hakarete karşı şu üç seçenekten birini tercih edebilir:
a-Affeder. Bu en iyi durumdur.
b-Affetmez, Allah’a havale eder.
c-Yapılan zulme karşı hukuki süreci işletir ve intikamını alır.
Affın doğru olmayacağı durumlar da olabilir. Şerrini git gide yayacak birini affetmek zulme destek olabilir mesela.
Bu üç pozisyonun her birinde serbesttir mü’min.
İnce bir çizgi olarak şunu bilmekte yarar vardır:
Temel ölçümüz mü’mine merhametli kâfire çetin olmaktır.
Affetmeyi sevaba da dönüştürebilir mü’min:
1-Allah’tan ecir umarak affeder,
2-Affetmeyebileceği güçte olduğu hâlde affeder,
3-Affetmesi beraberinde bir ıslah veya huzur ortamı getirir, aksine şerri azdırmış olmaz. Böyle bir af şüphesiz sevap kaynağıdır. Şeytanın kışkırtmalarına alet olmamak düzeyidir.
Önemli bir ayrıntı olarak şu da bilinmelidir:
Mü’minin affetme ile alakalı bu bilgileri, BİLEREK HAKSIZLIK EDENE karşı olan af boyutudur. Bilmeyerek bir eziyet edeni affetmek mü’min için bunun ötesinde bir fazilettir.
Hatayı affetmek, özrü kabul etmek kasıtsız yapılmış durumda iken bu kuralların üstünde bilinmelidir. Önemli olan kısıtlı hatayı affedebilmektir.
Kardeşlik hukukuna riayet eden mü’minler olmalıyız. Hatalı tavırlarımız olmamalıdır. Olursa özür dilemesini bilmeliyiz. Özrü kabul etmeyi de kaçmaması gereken bir fırsat olarak görmeliyiz.
Hangi hacc çeşidini tavsiye edersiniz?
Soru: Bu sene eşimle Hacca gideceğiz, inşaAllah. İkimizde genciz. Kıran ve Temettü haccı arasında tereddüt ediyoruz. Hangi hac çeşidi en faziletlisidir? Bunun nedeni ve bir kaynağı var mı? Hangisini tercih etmeliyiz? Hac için tavsiyelerinizi paylaşabilir misiniz?
Nureddin Yıldız Hoca: Hatadan uzak olarak yapabileceğiniz en iyi hac sizin için en sevaplı hacdır. Temettü haccı yapın. Kendinizi hatasız ve ihlaslı bir hacca hazırlayın. Allah teala amelinizi bul buyursun. Sizi sabırla donatsın. Dönüşünüzü, annenizden doğduğunuz gün gibi berrak ve hatasız kılsın. Şimdiden duanızı başlatın, heyecanınızı kaynatın.
Soru: Hocam, teravih var mıdır? Peygamber efendimiz kılınmasını yasakladı mı? Kılar mıydı? Kaç rekat kılınmalı?
Cevap: Bu Ümmet, sapıklık üzere birleşmez bir Ümmet’tir. Hakkı anlamada ihtilaf eder hatta hak bildiği için kardeşi ile dahi savaşır ama Ümmet olarak sapıklıkta, dine ilavede birleşmez. Teravih namazı, bin dört yüz seneden beri bu Ümmet’in ibadetlerinden biri olarak kılınmaktadır. On dört asır boyunca, Allah’ın adına ibadet uydurmada söz birliği etmiş bir Ümmet değildir bu Ümmet. Bu fırtınanın doğal olmadığında bir tereddüdümüz yoktur. Birileri meşhur olmak için dinimizden başka sularda yüzseler daha iyi olacak. Elbette bizden iseler. Uzak durmanızı, sorusu ile dahi meşgul olmamanızı tavsiye ederim. Evet, TERAVİH namazı Yatsı namazı asla değildir. Nihayetinde bir nafile namazdır ama bu Ümmet’e aittir ve Peygamber aleyhisselamın emri ile başlamıştır. Birileri evimizden bir tuğla sökmeye çalışmaktadırlar. Mesele budur. Herkes evine sahip çıksın.
fetva soru ramazan nureddinyıldız