anne babanın uhdesine verilmiş bir görevdir. Bundan ötürü anne ve babanın, Rasul-i Ekrem’in sünnetlerini çocuklarına yaşatabilmeleri için emek sarf etmeleri gerekiyor. Malumdur ki; davranış oluşturma bir eğitim işidir ve eğitime küçük yaştan başlamak gerekir. Çocuğa, yemeğini hangi elle yiyeceği, eve girince ne söyleyeceği gibi sünnete uygun birtakım davranışlar erken yaşlardan itibaren öğretilirse; çocuk, bu davranışları kazanmış olur. Esasen bu, Hz. Peygamber (s.a.s.)’in metodudur. Zira o, çocuklara selam vermeyi ihmal etmeyerek (Müslim, Selam, 5) ve yemeğin nasıl yeneceğini (Buhari, Et’ıme, 28) öğreterek bazı davranışların çocukluktan kazanılmasını arzu ederdi. Onun ümmeti de bu tavsiyelerini emir telakki etmiş ve Anadolu’muzun tabiriyle “ağzı dualı” insanlar yetişmiştir. Hz. Peygamber (s.a.s.) konuşmaya başlayan çocuklara, “La ilahe illallah” gibi kısa tevhid cümlelerini ezberletirdi. Biz de çocuklarımıza bazı zikir ve duaları bu şekilde ezberletebileceğimiz gibi oyunu bir öğretim metodu olarak kullanıp duaları öğrenmeyi zevkli hâle getirebiliriz.