Müslümanlar herkes için hayır ister, herkese yardımda bulunmaktan haz duyar. Müslümanların din ölçüleri içinde birbirlerine yardım etmesi ve şefaatte bulunması, aralarındaki kardeşliğin bir gereğidir. Kendisi için hayırlı görüp istediği bir şeyi, başkaları için de istemeyen kimse, İslâm muaşeretinin temiz esaslarını gözetmemiş olur. Bir hadis-i şerifte şöyle buyrulmuştur:
“Sizden biriniz kendi nefsi için sevip istediği bir şeyi kardeşi (veya komşusu) için de sevip istemedikçe gerçek mümin olamaz” (Buhârî; Müslim).
"Nefis, Akıl ve İman"
Nefis, insanın benliğidir; kendi keyif ve menfaatini düşünür; bu yüzden başkalarıyla hasım olur. Bencildir, sorumsuzdur, işin âkıbetini düşünmez; o sebepten kötülüklere akıp gider. Tembel, istismarcı, kendini beğenmiş, huysuz, öfkeli, kindar, zalim, vefasız, sabırsız, nankör ... vb.dir. Ondan bu haliyle insanlığa hayır gelmez, hevâ ve nefse uyan iflah olmaz, başarı kazanmaz, iki cihanda hüsrana uğrar.
Akıl, iyi bir araçtır, ama ustaca kullanılmak ister. Görüyorsunuz dünyada herkesin bir aklı vardır, ancak çoğunlukla zavallı, sakat ve yarım yamalak! Filozoflara bile bakınız, ne kadar çok, ne kadar farklı, ne kadar zıt fikirler ileri sürmüşlerdir!
İman, eğer kör ve nâkıs beşer aklından çıkma beşerî bir dine ve inanca dayanıyorsa onun da kıymeti yoktur. Çünkü beşer âcizdir, cahildir.
İman ancak ilâhî menşeli olursa bir değer ifade eder; çünkü Hâlik-ı zülcelâl, engin rahmet, sonsuz ilim ve hikmet, eşsiz kudret ve sanat sahibidir. Elbette her şeyin en iyisini, en doğrusunu, en güzelini O bilir ve O yapar. (Mahmut Esad Coşan [rah.])
“Sizden biriniz kendi nefsi için sevip istediği bir şeyi kardeşi (veya komşusu) için de sevip istemedikçe gerçek mümin olamaz” (Buhârî; Müslim).
"Nefis, Akıl ve İman"
Nefis, insanın benliğidir; kendi keyif ve menfaatini düşünür; bu yüzden başkalarıyla hasım olur. Bencildir, sorumsuzdur, işin âkıbetini düşünmez; o sebepten kötülüklere akıp gider. Tembel, istismarcı, kendini beğenmiş, huysuz, öfkeli, kindar, zalim, vefasız, sabırsız, nankör ... vb.dir. Ondan bu haliyle insanlığa hayır gelmez, hevâ ve nefse uyan iflah olmaz, başarı kazanmaz, iki cihanda hüsrana uğrar.
Akıl, iyi bir araçtır, ama ustaca kullanılmak ister. Görüyorsunuz dünyada herkesin bir aklı vardır, ancak çoğunlukla zavallı, sakat ve yarım yamalak! Filozoflara bile bakınız, ne kadar çok, ne kadar farklı, ne kadar zıt fikirler ileri sürmüşlerdir!
İman, eğer kör ve nâkıs beşer aklından çıkma beşerî bir dine ve inanca dayanıyorsa onun da kıymeti yoktur. Çünkü beşer âcizdir, cahildir.
İman ancak ilâhî menşeli olursa bir değer ifade eder; çünkü Hâlik-ı zülcelâl, engin rahmet, sonsuz ilim ve hikmet, eşsiz kudret ve sanat sahibidir. Elbette her şeyin en iyisini, en doğrusunu, en güzelini O bilir ve O yapar. (Mahmut Esad Coşan [rah.])
Konular:
GÜNÜN SOHBETİ