Sadaka-i Fıtr
Dînimiz, cemiyet düzeninin sağlanması, insanların birbirini sevebilmesi ve yardımlaşmaları için zekât, sadaka vermeyi ve hediyeleşmeyi emretmektedir.
Farz olan zekâtı verdikten sonra, bedenin sıhhat ve âfiyete, mal ve evlâdın da berekete, âhırette büyük sevâblara kavuşabilmesi için sadaka da vermelidir. Bilhassa mübârek günlerde ve Ramazan ayında verilmesi daha iyi olur. Bir kimse, bütün insanların işlediği kadar ibâdet etse, bir kimseye fayda temin etmek gibi olamaz. Demek ki insanlara yardım etmek büyük sevâbdır.
Sadaka-i fıtr, yâni fıtra, ba'zı âlimlere göre, vâcib, ba'zılarına göre de farzdır. Fıtra vermek her ne kadar belli bir nisâba mâlik olanlara vâcib ise de, durumu müsâit olan fakirlerin de vermesi iyi olur. Çünkü fıtra, oruç tutan kimsenin boş ve fuhuş sözlerini temizler.
Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki: (Fıtra, sizin zenginlerinize, Allahü teâlânın tezkiyesidir. Ama fakir olanlarınız verirse, Allahü teâlâ ona daha çoğunu verir.) (Ramazan-ı şerîf orucu, gökle yer arasında asılıdır. Ancak fıtra ile yukarıya çıkarılır.) İhtiyâcı olan eşyâdan ve borçlarından fazla olarak, zekât nisâbı kadar malı, parası bulunan her hür müslümanın, Ramazan Bayramı'nın birinci günü sabahı fıtra vermesi vâcibdir. Ramazan içinde, hattâ ramazan'dan önce de vermesinde mahzûr yoktur. Bir kişinin fıtrası, bir fakire veya bir kaç fakire verilebildiği gibi, bir fakire birkaç kişinin fıtrası da verilebilir.
Fıtra nisâbına mâlik olana zengin denir. Bunun fıtra vermesi vâcib, zekât alması ise haram olur. Çalışamayan fakîr akrabâsına yardım etmesi vâcib olur.
Fıtra nisâbına mâlik olana zengin denir. Bunun fıtra vermesi vâcib, zekât alması ise haram olur. Çalışamayan fakîr akrabâsına yardım etmesi vâcib olur.
Fıtra olarak 1750 gram buğday veya buğday unu veya 3500 gram arpa veya bu miktar hurma veya kuru üzüm verilir. Bunların kendisi verilebildiği gibi, kıymeti altın ve gümüş olarak da verilebilir. Bir özrü sebebiyle oruç tutamıyan kimsenin de fıtra vermesi lâzımdır.
Sadaka verirken şu husûslara dikkat etmelidir.
1- Helâl maldan verilmelidir.
2- Malı az olsa da sadaka vermelidir! Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: (En faziletli sadaka, kendisi muhtâc olduğu hâlde fakirin verdiği sadakadır.)
3- Ölüm gelip malın elden çıkmasından önce, sadakayı çabuk vermelidir. Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki: (İnsanın sıhhatli iken verdiği bir dirhem sadaka, ölürken köle azâd etmesinden hayırlıdır.) (İnsan öldüğü zaman ameli kesilir. Ancak üç şeyden kesilmez. 1- Sadaka-i câriye, 2- Faydalanılan ilim, 3- Kendisine duâ edecek sâlih bir evlât) Sadaka-i câriye, vakıf çeşme, köprü, câmi gibi devam eden sadaka demektir. Faydalı ilimden maksat da faydalı bir kitaptır. İnsanlar bu faydalı kitaplardan istifâde ederek dünya ve âhıret saâdetine kavuşurlar. Sâlih evlâdın iyi amellerinin sevâbından babası da istifâde eder.
4- En güzel maldan sadaka vermelidir.
5- Riyâ karışmaması için, sadakayı gizli vermelidir. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: (En fazîletli sadaka, gizli verilen sadakadır.)
6- Ecrinin gitmemesi için, fakiri minnet altında bırakmamalıdır. Bekara sûresinde meâlen: (Sadakalarınızı minnet ve eziyet ile heder etmeyiniz!) buyuruldu. 7- Sadakayı gerçekten muhtaç olanlara ve sâlih kimselere vermelidir.
Kaynak: Hakikat Yayıncılık