Bismillahîrrahmânirrahîm
(Mealen)
94. Ey îmân edenler, Allah yolunda sefere çıktığınız zaman iyice araştırın ve size selâm verene, dünyâ hayâtının menfaâtini isteyerek: "Sen mü'min değilsin" demeyin. Allah indinde çok ganimetler vardır. Öncesinde siz de öyle idiniz de, Allah size lütfetti. Onun için iyice araştırın. Muhakkak ki Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
94. Ey îmân edenler, Allah yolunda sefere çıktığınız zaman iyice araştırın ve size selâm verene, dünyâ hayâtının menfaâtini isteyerek: "Sen mü'min değilsin" demeyin. Allah indinde çok ganimetler vardır. Öncesinde siz de öyle idiniz de, Allah size lütfetti. Onun için iyice araştırın. Muhakkak ki Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
***
Sefere çıkmak, burada, yeryüzünde yürümek, yol gitmek anlamındadır. Ticaret, gaza veya bir başka maksatla yol alındığı vakit "Yeryüzünde sefer ettim" denilmesi gibi.
Bu âyet-i kerime, bir rnüslüman topluluğu hakkında nazil olmuştur.
Bunlar, yolculuklarında, beraberinde bir deve ve satmak üzere bir kaç koyun bulunan bir adamla rastlaştılar.
Bu adam onlara selam verip: "Lâ ilahe illallah Muhammedu'r Rasûlullah" dediği halde, müslümanlardan birisi hamle yaparak onu öldürdü.
Bu hususu Resûlullah'a (s.a.v) anlatınca, Resûlullah'a (s.a.v) bu ağır geldi, bunun üzerine de bu âyet-i kerime nâzil oldu.
*
Buhârî de bunu, Atâ'dan, o, İbn Abbas yoluyla rivayet etmektedir.
İbn Abbas dedi ki: Beraberinde birkaç koyun bulunan bir adama, müslümanlar arkadan yetiştiler. O da "esselâmu aleyküm" dediği halde onu öldürdüler ve beraberindeki koyunlarını aldılar.
Bunun üzerine yüce Allah: "Dünya hayatının menfaatini arıyarak..." buyruğuna kadar bu âyet-i kerimeyi indirdi.
Dünya hayatının menfeati ise, orada sözü geçen birkaç koyundu.
Buhâri’den başka kaynaklarda da şöyle denilmektedir:
Rasûlullah (s.a.v) o adamın diyetini akrabalarına götürüp teslim etti ve beraberindeki koyunları da geri iade etti.
(es-Suyûti, ed-Durru'l-Mensûr, II, 634.)
İmâm Kurtubî / El Câmiu li Ahkâmi'l Kur'ân
***
Not: Tefsîri aşağıdaki sayfamızdan da takip edebilirsiniz
Konular:
Ayet