Savaşın önce denizden yapılan düşman saldırısı ile başlayıp daha sonra karadan çıkarma harekatları ve taarruzlarla sürdüğünü çoğumuz biliriz, ama eminim ki pek çoğumuz Çanakkale’de yaşanan denizaltı savaşlarını duymamışızdır.
Türk askeri, ilk defa Çanakkale Savaşları’nda denizin altından giden bu tuhaf silahlarla karşılaşmıştır. Boğaz’ın üstünden geçemeyen İtilaf Devletleri bu defa Çanakkale Boğazı’nın derinliklerinden denizaltılar ile geçerek Marmara’ya sızmayı planlamış ve bunu kısmen başarmışlardır. Düşman denizaltılarının görevi Marmara Denizi’nde silah, cephane nakliyatı yapan, Gelibolu’ya asker götüren ve dönüşte yaralıları getiren gemileri vurmaktır.
İngiliz kraliyet donanmasından E–11 ve E–14 denizaltıları Marmara Denizi’nde çok tesirli olmuştur. Denizaltıların faaliyetleri düşman tarafından havadan da desteklenmiştir. Marmara Denizi âdeta bir denizaltı savaşının meydanı hâlini almıştır.
Halkı endişelendiren ve başkentte huzursuzluğa sebep olan denizaltı tehdidi karşısında Osmanlı donanması, harekete geçerek Fransız ve İngiliz denizaltılarına gemilerle hücum etmiş çarpışmalar neticesinde dört Fransız, dokuz İngiliz denizaltısı tesirsiz hâle getirilmiştir. Denizaltılarla yapılan savaşta Osmanlı filosundan başta Barbaros Hayrettin Paşa Zırhlısı ve Mesudiye Zırhlısı olmak üzere irili ufaklı sekiz gemi kaybedilmiştir.
Bu tür bir savaşta denizaltılara karşı alınabilecek en tesirli tedbir geçiş güzergâhlarına ağ döşemektir. Ancak denizaltılar bir savaşta Osmanlı’yı ilk defa bu kadar zor durumda bıraktığı için denizaltılara karşı daha evvelden gerekli tedbirleri almak mümkün olamamıştır. Her ne kadar bazı ağlar Şubat 1915’te Boğaz’a atılmışsa da denizaltıları durdurmaya yetmemiştir. Boğaz’ın derinliği 100 metreyi bulduğu için atılan ağlar en fazla 70 metreye kadar inmiş ve kimi zaman ağların altından kimi zaman da zorlayıp ağları delerek düşman denizaltılar Çanakkale’ye geçmiştir.
Balık Gibi Yakalanan Denizaltı
Denizaltılar için mania (engelleyici) ağların koordinesinde Mania Kumandanlığı kurulmuştur. Ağların başında birer gambot nöbet tutmakta, ağa düşen denizaltı olursa derine doğru bombalar sarkıtmaktadır. Balık tutmaya benzer bu usul işe yarar ve İngilizlerin E7 Denizaltısı bu şekilde yakalanır. Denizaltı tahrip olduğundan su yüzeyine çıkmak zorunda kalmış, mürettebatı esir alınmıştır.
Bir Kahraman Asker Bir Denizaltıyı Teslim Aldı
Denizaltılarla alakalı bir bilgi de bir yiğit askerimizle alakalı… Müstecip Onbaşı ismindeki bu kahraman topçu, nöbeti esnasında pür dikkat Boğaz’ın sularını kolaçan etmektedir. Fransızların Turquaz ismindeki denizaltısının suyun üzerine çıkartarak etrafa baktığı küçücük periskopunu fark eder. Nişan alır ve denizaltıyı periskopundan vurur. Biraz sonra denizaltının tamamı suyun üzerine çıkar ve teslim olur. İstanbul’a getirilerek ay yıldızlı bayrağımızın çekildiği bu denizaltıya Müstecip Onbaşı’nın adı verilmiştir.
Gonca Dergisi
Bahadır Dördüncü
Türk askeri, ilk defa Çanakkale Savaşları’nda denizin altından giden bu tuhaf silahlarla karşılaşmıştır. Boğaz’ın üstünden geçemeyen İtilaf Devletleri bu defa Çanakkale Boğazı’nın derinliklerinden denizaltılar ile geçerek Marmara’ya sızmayı planlamış ve bunu kısmen başarmışlardır. Düşman denizaltılarının görevi Marmara Denizi’nde silah, cephane nakliyatı yapan, Gelibolu’ya asker götüren ve dönüşte yaralıları getiren gemileri vurmaktır.
İngiliz kraliyet donanmasından E–11 ve E–14 denizaltıları Marmara Denizi’nde çok tesirli olmuştur. Denizaltıların faaliyetleri düşman tarafından havadan da desteklenmiştir. Marmara Denizi âdeta bir denizaltı savaşının meydanı hâlini almıştır.
Halkı endişelendiren ve başkentte huzursuzluğa sebep olan denizaltı tehdidi karşısında Osmanlı donanması, harekete geçerek Fransız ve İngiliz denizaltılarına gemilerle hücum etmiş çarpışmalar neticesinde dört Fransız, dokuz İngiliz denizaltısı tesirsiz hâle getirilmiştir. Denizaltılarla yapılan savaşta Osmanlı filosundan başta Barbaros Hayrettin Paşa Zırhlısı ve Mesudiye Zırhlısı olmak üzere irili ufaklı sekiz gemi kaybedilmiştir.
Bu tür bir savaşta denizaltılara karşı alınabilecek en tesirli tedbir geçiş güzergâhlarına ağ döşemektir. Ancak denizaltılar bir savaşta Osmanlı’yı ilk defa bu kadar zor durumda bıraktığı için denizaltılara karşı daha evvelden gerekli tedbirleri almak mümkün olamamıştır. Her ne kadar bazı ağlar Şubat 1915’te Boğaz’a atılmışsa da denizaltıları durdurmaya yetmemiştir. Boğaz’ın derinliği 100 metreyi bulduğu için atılan ağlar en fazla 70 metreye kadar inmiş ve kimi zaman ağların altından kimi zaman da zorlayıp ağları delerek düşman denizaltılar Çanakkale’ye geçmiştir.
Balık Gibi Yakalanan Denizaltı
Denizaltılar için mania (engelleyici) ağların koordinesinde Mania Kumandanlığı kurulmuştur. Ağların başında birer gambot nöbet tutmakta, ağa düşen denizaltı olursa derine doğru bombalar sarkıtmaktadır. Balık tutmaya benzer bu usul işe yarar ve İngilizlerin E7 Denizaltısı bu şekilde yakalanır. Denizaltı tahrip olduğundan su yüzeyine çıkmak zorunda kalmış, mürettebatı esir alınmıştır.
Bir Kahraman Asker Bir Denizaltıyı Teslim Aldı
Denizaltılarla alakalı bir bilgi de bir yiğit askerimizle alakalı… Müstecip Onbaşı ismindeki bu kahraman topçu, nöbeti esnasında pür dikkat Boğaz’ın sularını kolaçan etmektedir. Fransızların Turquaz ismindeki denizaltısının suyun üzerine çıkartarak etrafa baktığı küçücük periskopunu fark eder. Nişan alır ve denizaltıyı periskopundan vurur. Biraz sonra denizaltının tamamı suyun üzerine çıkar ve teslim olur. İstanbul’a getirilerek ay yıldızlı bayrağımızın çekildiği bu denizaltıya Müstecip Onbaşı’nın adı verilmiştir.
Gonca Dergisi
Bahadır Dördüncü
Konular:
blog